Dressing rooms for boys is quite a neglected subject, no? I have been thinking about where the clothes of the man fits in a girl's home. I looked at The Coveteur's Pinterest for ideas about what to do with more shoes than you can handle, especially men's shoes, but, the chaos and the overstuffedness (is that a word?) of those closets gave me a bad headache! Maybe I don't love clothes that much. These photos of the Toj rack by Simon Legald for Normann Copenhagen are more to my liking. Even in my dressing room I want the messy things behind closed doors and a few choices out in the open, it's less overwhelming that way.
Erkekler için giyinme odaları ihmal edilmiş bir konu, değil mi? Son zamanlarda bir erkeğin kıyafetleri bir kadının evinde nasıl yer bulmalı diye düşünüyorum. Başa çıkabileceğinden daha fazla ayakkabıya sahipsen bunları, özellikle işin içine erkek ayakkabıları da giriyorsa nasıl depolayabilirsin sorusuna cevap aramak için The Coveteur'un Pinterest'ine baktım. Fakat o tıklım tıkış dolapları görünce başıma bir ağrı girdi. Giyim-kuşama o kadar da düşkün değilmişim anlaşılan. Bu fotoğraflarda Normann Copenhagen için Simon Legald tarafından tasarlanmış Toj askıları görüyorsunuz. Bu sadelik, bana tıklım tıkış gardroplardan daha çok hitap ediyor. Dağınıklıklar kapakların arkasında gizlensin, açıkta bir kaç seçenek kalsın, işimiz kolaylaşsın.
I have a lot of clothes but I go through phases of getting fixated on a few certain pieces. While the rest of my clothes are in my closet, I hang "the edit" on a rack by Ikea and place a couple of pair of shoes on the floor right under it. I love that the Toj rack has a shelf, it may seem simple but it is quite clever and necessary for placing shoes.
Bir dolu giysim var ama dönem dönem belli parçalara takılıp döndüre döndüre onları giyiyorum. Kıyafetlerimin geri kalanı gardrobumda dinlenirken birbiriyle uyumlu parçalardan oluşan bu "mini koleksiyon" Ikea'dan aldığım bu tarz bir ayaklı askıda asılı olarak açıkta duruyor, hatta altına o anki favorim olan iki üç çift ayakkabıyı da yerleştiriyorum. Bu yüzden Toj askının altında bir raf olması çok hoşuma gitti.
6 comments:
That's really cute!
/Avy
http://mymotherfuckedmickjagger.blogspot.com
♥
Ben o askılara eşşek diyorum. Nerde duydum hatılamıyorum ama uydurduğum bir şey değil, sahiden eşşek deniyor diye biliyorum. :) Neyse. Bende de var bir tane. Böyle şık değil. Ikea'dan aldığım demir bir şey. Ben onu çamaşır askılığı olarak kullanıyorum. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri, ipe ya da açılır kapanır askıya asılan çamaşırdır. Kurutma makinesi de bir yere kadar çözüm üretebildiği için çözümü eşşekte buldum. Islakları elbise askısında kurutuyorum. Böylece ortada çizgi izi oluşmuyor, ütü çok daha hızlı yapılabiliyor.
Bahsettiğin şekilde muhtemelen kullanamam. Onu bunu birleştirmeyi, denemeyi, her kıyafetimi görmeyi severim ben. Dolaplarıma o yüzden kapak bile yaptıramıyorum ama misafir yatak odasında şahane oluyor. Benzer bir sistemi Çeşme'deki çatı katına kurdum. Yaz boyu gelip gidenin baya işini gördü.
bahsi geçmişken..; ikea'nın tasarımlarını nasıl buluyorsun acaba?
Müge - Eşşek doğrudur, bu biçimdeki masa ayaklarına da eşşek derler mesela.
Böylesi çok işime yarıyor ama ne yalan söyleyeyim, bazı kıyafetlerin varlığını unutuyorum. En azından kapalı kapılar ardında bile olsa yazlık kışlık ayırma derdim yok, benim için bir şey bohçaya girdi mi unutulmuştur :P Misafir odası ve yazlık için çok iyi fikir, şifonyer vs. koysan kimse valizden çıkarıp oraya yerleştirmez eşyalarını ama açıktaki askı çok pratik :)
cansu - Ikea'nın tasarımlarını beğeniyorum, hatta açıldığından beri kısmen benimki ve annemlerinki olmak üzere iki ev döşedik ve başka yerden mobilya almadık. Ikea'nın eşyaları dayanıksız diyenleri de anlamıyorum, yıllardır kullanıyoruz işte, birşeycikler olmadı. Aksesuar, tabak çanak gibi ürünlerinden de kullanıyorum. Bence bu fiyat aralığında, hatta Türkiye'de Modoko gibi yerlerdeki çok daha pahalı mobilyacılarla kıyaslandığında en iyi alternatif Ikea. Her ürününü beğenmiyorum elbette ama mağazada bazı bağlantı detaylarının fotoğraflarını çektiğim oluyor, ilham alıyorum. Evde kurulum yaparken zekice çözülmüş bağlantılar, kurulumun adım adım planlanmış olması gibi detaylar bana sevinç çığlıkları attırıyor :) İskandinav stili zaten tarzıma uygun.
Fakat Ikea'nın tasarımlarını sevsem de mesela Skandium (http://www.skandium.com/products-furniture.asp) gibi mağazalarda satılan, tasarımcı imzalı ürünlerle kıyaslayamam. Onlara insan yakından bakınca hayran oluyor. Ne kadar mükemmel bir şekilde üretilmiş olduklarını görünce kendimi bir sandalyeyi, bir konsolu okşar buluyorum, tasarım, zanaat, ustalık ve kaliteli malzeme birleşince sonuç çok başka oluyor.
teşekkürler değerli görüşlerin, açıklaman ve tecrübelerin için..:)
Post a Comment