Tuesday, April 26, 2011

Ikea In India

Ikea Hindistan'da


This is the new limited edition products from Ikea! The design team were inspired by the colors and textures they saw  during their trip in India. Above you can see the "Albacken" low table, perfect for a terrace or garden. Just add a few magazines, a glass of lemonade and put your feet up! "Avvita" rattan vase is very beautiful, it has a lid too! I imagine it with bright colors such as yellow and fluoro pink. There is also supposed to be an "Albacken" stool, which I suspect is the blue, white and black dome-like object next to the low table. It's such a cute accent. The most undefined pieces always tend to be the most versatile.


Ikea'nın sınırlı sayıda üretilmiş özel bir koleksiyonuyla karşınızdayım! Tasarım ekibi hep birlikte çıktıkları Hindistan seyahatlerinde gördükleri renkler ve dokulardan etkilenerek bu koleksiyonu oluşturmuşlar. Yukarıda "Albacken" sehpayı görüyoruz, terasta üzerine birkaç dergi, bir limonata koyup ayak uzatmak için ideal. "Avvita" hasır vazonun bir de kapağı var, yünlerinizi, kumaş parçalarınızı içine koyarak hem etrafı toparlayabilir hem renkli bir görüntü oluşturabilirsiniz. Bu vazoyu cırtlak sarı, pembe veya nar çiçeği renkleri ile birlikte hayal ediyorum. Resimde bir de "Albacken" tabure olması gerekiyor, sanırım bu beyaz-mavi-siyah renklerdeki kubbe biçimli obje. Güzel bir detay. Genelde kullanımı belirsiz parçalar sonunda çok kullanışlı çıkıyorlar.


According to Livet Hemma, the rattan "Albacken" armchair is available in red, turquoise and yellow. Sadly, the collection is only available in selected stores in Sweden for a limited time. Still, good job Ikea, as always.

Livet Hemma'da yazanlara göre hasır "Albacken" kollu sandalyenin kırmızı, turkuaz ve hardal sarısı renk seçenekleri varmış. Maalesef bu koleksiyon İsveç'teki sınırlı sayıda mağazada yalnızca kısa bir süre satılacakmış. Yine de Ikea her zamanki gibi güzel bir iş çıkarmış.

All images from Livet Hemma.

Sunday, April 24, 2011

Fancy a Picnic?

These images, styled by Kelly McGuill, photogaphed by Eric Roth for Picnic Fashion put me right in the mood for a picnic...and make me miss college a bit. A huge percentage of my lunches in college consisted of sitting on the grass and sharing a sandwich with the stray dogs of the campus.

Stilistliğini Picnic Fashion için Kelly McGuill'in yaptığı, Eric Roth tarafından fotoğraflanan bu kareler beni piknik havasına soktu...biraz da üniversite zamanlarını özletti. Üniversitedeki öğle yemeklerimin hatırı sayılır bir kısmı çimlere yayılarak sandviç yemek, arada kampüsteki köpeklere de birkaç lokma uzatmaktan oluşuyordu.

Beautiful baskets! Available here.

Sepetler çok şeker! Bunlar ve daha da güzelleri burada satılıyor.

Monday, April 18, 2011

Calming...

Rahatlatıcı...


 I think my black & white phase is slowly leaving it's place to a soft colors phase. These spaces by Alexandra Angle Interior Design seem so pleasant. I love the mix of ice blue, red, and a bolder blue on a white background, seen above.

Galiba siyah & beyaz takıntım yerini yavaş yavaş yumuşak renkler sevgisine bırakıyor. Alexandra Angle Interior Design tarafından oluşturulmuş bu mekanları ferah ve keyif verici buldum. Yukardaki fotoğrafta buz mavisi, kırmızı ve daha koyu mavinin beyaz bir fon üzerinde buluşmasını sevdim.


This looks like a comfy dining corner of an open plan kitchen. I can picture myself having an extended breakfast on that table with my laptop. It would also complement the binge eat/work cycle involved with having a creative job.

Burası açık bir mutfaktaki rahat yemek köşesi olsa gerek. Kendimi burada laptop'ım önümde açık uzun uzun kahvaltı ederken canlandırıyorum. Ayrıca yaratıcı mesleklerdeki tıkınıp durma/çalışma döngüsüne de hitap edeceğini düşünüyorum.


Ooh! Colorful cozy swing! / Renkli sıcacık salıncaaak!


A very good looking music corner! / Şık görünen bir müzik köşesi!


Do you like the painted headboard? I'm normally not a fan of matchy matchy, but I think the peach works well here. It would have been a different story if it wasn't for the colorful cushion and the table lamp though. Importance of details.

Boya ile oluşturulmuş yatak başını beğendiniz mi? Aynı rengin takım yapılarak tekrarlanmasını normalde pek sevmem ama şeftali buraya yakışmış doğrusu. O renkli yastık ve başucu lambası olmasa görüşüm farklı olabilirdi. Detayların önemi!


I hope you enjoyed :) / Umarım bu resimlerden keyif almışsınızdır :)

Sunday, April 17, 2011

Chalk

Tebeşir


The pastel blue, yellow and green in Rachel Whiting's photographs are so cheerful. I think chalk tones fit the spring mood perfectly, though I'm stuck on the couch with a blanket as I'm down with the flu. Thankfully I have Mildred Pierce and The Borgias to keep me company. Gotta love a good period show with film actors in it! I highly recommend both!

Rachel Whiting'in fotoğraflarındaki pastel mavi, sarı ve yeşil nasıl da neşeli bir görüntü oluşturmuş. Tebeşir renkleri bahar aylarının ruh halini çok iyi yansıtıyor bence. Gerçi ben bahardan mahrum olarak üzerimde bir battaniye ile kanepemde mahsur vaziyetteyim, grip beni fena vurdu. Neyse ki bana eşlik edecek Mildred Pierce ve The Borgias var. Sinema oyuncularının rol aldığı dönem dizileri çok tatmin edici oluyor, ikisini de şiddetle tavsiye ediyorum.


Why aren't there pegboards on every wall? They are so functional.


The half and half painted wall is gorgeous and the rug looks great with it. I love everything about this picture.

Yarı yarıya boyanmış duvar çok güzel, mavi kilimin uyumu da çok hoş. Bu fotoğraftaki herşeyi sevdim.


This reminds me of the house Sophie Dahl's cooking show; "The Delicious Miss Dahl" was filmed. By the way, I have tried a few of her recipes and they turned out divine.

Bu bahçe bana Sophie Dahl'ın BBC'deki yemek programının çekildiği evi çağrıştırdı. Bu arada "The Delicious Miss Dahl"dan denediğim birkaç tarif muhteşem sonuç verdi.

All photographs by Rachel Whiting.

Tuesday, April 12, 2011

Annaleena's DIYs


Annaleena's Hem is such a great blog, and her own home is very sophisticated. She shares her DIY projects from time to time and I thought these two were very easy; instant gratification. Vase covered with rag stripes above, knit chair cover made from an old snood below. Also, how beautiful is her entryway seen in the background?

Annaleena's Hem çok beğendiğim bir blog, çok sofistike bulduğum kendi evinden kareler paylaşıyor genellikle, bazen de kendi yaptığı ufak projelerini. Bu iki projesi o kadar kolay ki yapmak anında tatmin sağlar. Üstte kumaş şeritleri ile kaplanmış vazo, altta ise eski bir atkı veya snood'dan yapılmış sandalye kılıfını görebilirsiniz. Ayrıca arkada görünen antresi ne kadar güzel değil mi?


Both photos from Annaleena's Hem.

Sunday, April 10, 2011

Whatroom?

Ne Odası?


This "boot room" is from a Georgian house in Somerset, England, restored bythe wonderful Ilse Crawford. I love the work of Studio Ilse, but this one just didn't appeal to me. The room above was the only one that caught my eye with the hand-printed wallpaper by Marthe Armitage, and I like the idea of a peg rail, but the purpose of the room is a bit odd. What is a boot room anyway? Why would anyone use that toilet in a house that big? I wish this was a laundry room instead.

Yukardaki "boot room" (Çizme odası? Kalkış odası?) Georgian olarak adlandırılan İngiliz stilinde, Somerset İngiltere'de bulunan bir evden. Evin onarım ve dekorasyonu İngiliz tasarımcı/kreatif direktör Ilse Crawford tarafından gerçekleştirilmiş. Studio Ilse'den çıkan her işi hayranlıkla takip ediyorum ancak bu ev bana hiç mi hiç hitap etmedi. Buradan evin tamamında klasik ve modern parçaların nasıl harmanlandığına siz de bakabilirsiniz. Üstte görülen oda dikkatimi çeken tek yeri oldu, Marthe Armitage el baskısı duvarkağıdı ve kullanılan "peg rail" (genelde duvar boyunca uzanan, üzerinde askılar bulunan ahşap parça, aslen Shaker evlerinde görülür) hoş. Fakat odanın işlevi bir türlü aklıma yatmadı. Bot odası da nedir yahu? Tuvalet, paltolar falan, fazla şık döşenmiş bir küçük tuvalet/yüklük gibi bence. Koca malikanede kim, niye o tuvaleti kullansın? Çamaşır odası yapsalarmış bari.


Late edit: Pardon my ignorance, I now know a ground floor lavatory, possibly also used for storing coats such as this one is called a "cloakroom" in the UK. If anyone from the UK is reading this, you must think I'm so weird for not knowing this until now. And I think you guys are adorably quirky :)

Image from NY Times via David Report.

Thursday, April 7, 2011

Penguin Threads



These are Jillian Tamaki's embroidered book covers for Penguin USA. Take classic literature, add wonderful book illustrations, and add embroidery into the mix; that is just triple incredible. It's said on her site that they will be for sale on October 2011. What an heirloom these would make. I cherish the rich library my parents gave me, filled with books from their youth, and even some that used to belong to my grandfather. With Jillian Tamaki's covers these books would be even more of a treasure than they already are.

Jillian Tamaki'nin Penguin yayınevi için el ile işlediği kitap kapakları bunlar. Üstte Siyah İnci, altta Gizli Bahçe, en altta Emma. Klasik romanları alın, güzel kitap ilüstrasyonları ekleyin, bir de işlemeleri işin içine kattınız mı alın size muhteşem çarpı üç. Sitesinde yazdığına göre bu kitaplar Ekim 2011'de satışa çıkacakmış. Ne güzel aile yadigarı olur bunlar! Bana ailemin devrettiği kütüphanemi çok seviyorum, içinde onların gençliklerinde okudukları, hatta dedemden kalma kitaplar var. Jillian Tamaki'nin yarattığı kapaklarla zaten hazine olan bu kitaplar nesilden nesile aktarılırken daha da kıymetli olur.




Wednesday, April 6, 2011

Rust

Pas


Printed knitting for the warming weather.These knit-print textiles and wallpapers are by Chae Young Kim.

Isınmaya başlayacak havalara uyum sağlamak için örgü baskıları. Örgü desenli tekstil ve duvar kağıtları Chae Young Kim'e ait.


Simple white room, contrast created with the black bedspread, rust accents, Maija Louekari's print for Marimekko, AJ wall lamps.

Sade beyaz bir oda, siyah yatak örtüsü ile yaratılmış kontrast, pas rengi vurgular, Maija Louekari'nin Marimekko için tasarladığı desen, AJ aplik lambalar.


A wonderful porch. My two least favorite colors, orange and green, working great together. I have an urge to call this a breakfast room. Can you imagine having a room dedicated to having breakfast? Bliss!

Kapalı sundurma gibi bir oda. Genelde pek sevmediğim turuncu ve yeşil bir arada ne de güzel durmuş. Bu alana kahvaltı odası diyesim geliyor. Sırf kahvaltı etmek için ayrılmış bir alanınız olduğunu hayal edin, benim gibi kahvaltı keyfi bağımlıları için tam bir saadet unsuru olurdu.


Being exposed to them all my life I can't even look at kilims. But this entryway looks nice somehow. The beautiful coat hooks take the credit.

Kilim desenlerine doymuşluk ve bıkkınlık sebebiyle bakamıyorum bile. Ama bu antre hiç de fena değil. Askıların güzelliği yaramış buraya.

1 Chae Young Kim via Design Shimmer, 2 Bolaget via Bungalow 5, 3 via Convoy (who has great taste but never ever gives photo credit), 4 another tumblr with no credit whatsoever. I'm only posting these because my blog is strictly revenue-free and for completely personal use. I also ran everything through TinEye to no avail.

Edit:  Found out the last image is from Innerstadsspeciallisten, thanks to A Faded Palette; see the rest of the beautiful apartment there!

Bir düşünce;
Üstte kaynakları sıraladım ama son iki fotoğrafın gerçek kaynakları kayıp. Bir tek kare için fotoğrafçısından stilistine, set asistanlarına onlarca insan çalışıyor, para harcıyor. Bu fotoğraflardan geçiniyorlar. Kaynak belirtmemek blog dünyasında çok ayıp bir olaydır. Normalde suçtur. Fotoğrafçıyı, stilisti veya bu fotoğrafın çekilmesi için ödeme yapan dergi, tasarım stüdyosu vb. kurum fotoğrafın asıl hak sahibidir, belirtmek gerekir. Ayrıca kaynaklar okuyucunuzun da internette "sörf" yoluyla keşif yapmasına olanak sağlayarak blog'unuzu daha cazip kılar. Bu iki fotoğrafı yayınlamamdaki tek sebep blogumun tamamen reklamsız, gelirsiz, kişisel kullanımım için olması. Dikkatimi çeken şu ki Türk bloglarının da artık kaynakları link vererek belirmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Yazının sonunda resime rastlanan blogun adını miniminnacık yazıp link'lememek kaynak belirtmek sayılmıyor. Başkalarına ait fotoğrafları kolajlamak da üstüne kendi ismimizi yazma hakkını bize vermiyor...