Friday, October 26, 2012
Sagmeister & Walsh Studio
Am I crazy about the look of the recently renovated Sagmeister & Walsh studio? No, but I find it okay. Am I surprised? Yes. Much smaller and simpler than I anticipated. We have seen similar ones a hundred times but I guess wowing us is not the point. Still, the color coded books are a pet peeve of mine. A pet peeve that I have seen at least a hundred times.
When asked "Did your experience at the Leo Burnett agency play a large role in your deciding that maintaining a small business was better than running an office of over 100 people?", Sagmeister replies: "I saw at Burnett that I will not be able to actually design when my office is bigger, and I saw the advantages of a large office for the clients as tiny, while the disadvantages were huge."
Sagmeister & Walsh'un yenilenmiş stüdyolarını çok mu beğendim? Fena bulmamakla birlikte hayır. Beni şaşırttı mı? Kesinlikle evet. Tahmin edebileceğimden çok daha ufak ve basitmiş. Benzerlerini daha önce yüzlerce defa görmüşüzdür ama bu stüdyonun dekorasyonundaki amaç bizleri hayran bırakmak değil zaten. Yine de renklerine göre dizilmiş kitaplar epey gözümü tırmaladı, zaten hiç beğenmediğim, daha önce de yüzlerce kere gördüğüm bir dekorasyon klişesi.
"Leo Burnett ajansındaki deneyiminiz, 100'den fazla çalışanı olan bir ofisi idare etmektense küçük bir işi yönetmeyi tercih etmenizde büyük rol oynadı mı? diye sorulduğunda şu cevabı vermiş Sagmeister: "Burnett'de ofisim büyük olduğunda sahiden tasarım yapamayacağımı, ayrıca büyük bir ofisin müşteriler için avantajlarının çok az, dezavantajlarının ise devasa olduğunu gördüm."
Photographs by Mario de Armas via AA13.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
5 comments:
Hımm, ben istemem burada çalışmak. Laboratuvar gibi. Çalışma sandalyeleri bütün gün oturmak için rahatsız görünüyor. Değildir herhalde ama öyle görünüyor. O renkli dizimi sen de klişe bulmuşsun ya, ne sevindim. İlk fotodaki yazılı posteri sevdim, güzel laf. Benim de hayatım çemkir oldu, baskın genim teyzeymiş meğer.
Bana bile daraşma geldi, dünyanın en ünlü grafik tasarımcısının ofisi demezsin. Bir de beyaz güzel ama yere her düşen saç teli gözükürken ben de işe kafamı veremem. Kendi stüdyom olursa pisken, dağınıkken iyi görünebilmesi lazım. O gökkuşağı kitap dizilimine o kadar sinir oluyorum ki bu postu niye yaptım, sileyim ben bunu diye düşündüm.
Aman Allah'ım, beyaz yerdeki saç teli, hiiii! Alis, beni can evimden vurdun. Ayy, çok fena olur. Her gün süpürge açmak gerekir. Benim hala saçlarım döküldüğü için iki günde bir süpürge açıyorum, çıldıracağım. Hassasiyetim biraz da bundan. Postu silme ama.
The office studio of the said company looks great. For sure, it's pretty cosy to work in there. Thanks for sharing.
Chairs attract attention. Interesting combination of wood and metal elements.
Post a Comment