Friday, August 24, 2012

THE Tiles

Karo/Fayans Dediğin






A few weeks ago, I was thinking about how I would do my bathroom if I could ever renovate it. That is not going to happen for at least a few years unless I win the lottery, and I don't hate my bathroom at all; it's nothing special but quite comfy. Still, I thought it would be nice to have my mind made up about it, just in case. I know I wouldn't want it to be too fancy or too simple and like my boiling hot showers too much to opt for aything other than tiles. I was only dreaming, mind you, but even in my dream it had to be practical (the inpractical version would have wooden floors, a freestanding tub and a huge window with the view of endless pastures). I decided that I wanted 3D geometric tiles on the floor, and subway tiles on the walls. I even researched and found where I could buy 3D floor tiles.

After finishing this mental project, I was delighted to come across this beautiful bathroom, by Linda Bergroth. It's great to see my vision put to reality in someone else's guinea pig bathroom, looking mighty awesome.

Birkaç hafta önce, aklıma bir düşünce düştü: banyoma tadilat yaptırabilecek olsam nasıl yapardım? Piyango çıkmadığı müddetçe önümüzdeki yıllarda böyle bir imkanım yok, banyomun mevcut durumundan da rahatsız değilim; şu an pek benim tarzım sayılmaz ama gayet konforlu. Yine de bir fikrim olsun istedim, düşündüm taşındım. Ne çok süslü, ne çok sade olsun, uzun vadede kaynar duşlarımdan etkilenmesin diye fayanstan şaşmayayım dedim. Hayalde bile pratiklikten şaşmıyorum gördüğünüz gibi, yoksa ben de bilirim ahşap yerler, ayaklı döküm küvet, sonsuz kırlara bakan kocaman bir pencere hayal etmeyi. Yerlerde üç boyutlu geometrik desenli, duvarlarda bembeyaz dikdörtgen karolarda karar kıldım. 3D illüzyonlu karoları nereden temin edebileceğimi dahi buldum.

Zihinsel projemi tamamladıktan sonra bu güzel banyoya denk geldiğimde pek sevindim, benim kafamdaki fikir başkasının kobay faresinde banyosunda vücut bulmuş, üstelik de harika görünüyor.


Space designed by Linda Bergroth, photos via Viewmasters.

Saturday, August 11, 2012

Equal Rights for Design



I really appreciate Michelle Ogundehin (follow her twitter, she's such a sweet person) and Elle Decor UK's efforts in protecting the intellectual rights of design. I think British designers are very lucky to have someone like Ogundehin looking out for their rights because they have already seen the fruits of her labour; the government has proposed a change to the copyright laws governing design. As a young designer, I'm often shocked by how some manufacturers think it's OK to visit design fairs and steal the ideas that are ripe for picking, or commission a design and refuse to pay because ideas "aren't tangible things" and they can get them for free anywhere they want. Here is a little reminder of why it is so wrong to purchase fake furniture.

Michelle Ogundehin (çok şeker bir kadın, twitter'ına dayanarak söylüyorum) ve editörü olduğu Elle Decor UK'in tasarımın fikri haklarının korunması ile ilgili yürüttükleri kampanyayı hayranlıkla izliyorum. İngiliz tasarımcılar, Ogundehin gibi sesi yüksek çıkan birinin onların hakları için çaba göstermesinden dolayı çok şanslılar. Kısa sürede hükümetten tasarımı kapsayan yasanın değişeceğine dair söz almayı başardılar, darısı başımıza. Genç bir tasarımcı olarak üreticilerin tasarım fuarlarını ziyaret ederek beğendikleri fikirleri çalmakta bir beis görmemelerine, veya bir tasarımcıdan proje isteyip sonra da tasarım fikirleri nasıl olsa "bedava bulunabilen" soyut şeyler olduğundan hizmetin karşılığını ödemekten kaçınmalarına şaşırıyorum. Şunu unutmayın ki sahte ürün satın almak hak yemektir; eğitimine yatırım yapıp yıllarını vermiş ve üstelik bir fikri geliştirmek için aylarca çalışan tasarımcının, o fikre yatırım yapmış ileri görüşlü üreticinin, sahtelerin ucuz olma sebeplerinden biri olan ucuz iş gücü olarak sömürülen insanların emeklerini çalmaktır.