Gayet Tuhaf
bosluk
Irina Troitskaya is an illustrator, who grew up at Izhevsk. She studied arts in college, but you know, when people try to force a certain form of art/design through your throat, it no longer gives you the joy you originally felt for it. For a while she lost her excitement for drawing. I can relate, because I had to take a gap year after college to forget some of the things I had learnt. Anyway, thankfully her true calling came back to her and she moved to Moscow to pursue illustration.
Irina Troitskaya Izhevsk'li bir ilüstratör. Üniversitede sanat okumuş, ancak okulda sanat veya tasarımın belli bir formu size dikte edildiğinde, en başta aşık olduğunuz sanat sizin için sıkıntı verici bir zorunluluğa dönüşebiliyor. O da bu sebeple çizime bir süre ara vermiş. Anlayabiliyorum, çünkü bana öğretilenlerin bir kısmını unutmak için ben de üniversiteden sonra biraz ara vermiştim. Neyseki Irina da sonunda çizmeye duyduğu heyecanı geri kazanmayı başarmış ve ilüstratör olarak çalışmak üzere Moskova'ya yerleşmiş.
bosluk
Farklı farklı düzenlenebilen resimler.
"Set of most strange animals - ant-eater, sloth, koala, armadillo, alcatraz azure(whatever that is), duckbill and echidna." Irina is right, I have always felt these animals don't really fit into the animals' world as I see it; they remindme of mythological creatures. Strange indeed!
En tuhaf hayvanlardan oluşan matruşka seti: karınca yiyen, tembel hayvan, koala, armadillo, alcatraz azure(o da her ne ise), ornitorenk, echidna. Irina haklı, bu hayvanlar hakikaten de bir tuhaf, hatta bana mitolojik yaratıkları anımsatıyorlar.
bosluk
Strange behinds.
Tuhaflar, arkadan.
bosluk
bosluk
Check out Irina's online portfolio, her Flickr, and an interview with her by sfgirlbybay.
Irina'nın portfolyosu ve Flickr'ına göz atabilirsiniz...
bosluk
Update: I forgot to fill you in on my absence. I've been neglecting my blog for the past two weeks, but I do have a proper excuse:)
The first week my aunt(who I hadn't seen in 6 years) and her fiancé came to Istanbul from the U.S. We scheduled a different trip for everyday, and still couldn't manage to hit every touristic spot in Istanbul. I've lived in this city all my life(and do get out a lot) but even I got to see places I had never seen before, eat cultural delicacies I never got around to taste before. It felt like a trip abroad! As a result I'm falling back in love with this city.
The second week I started my new job and was in training, which consisted of me standing up all day from morning til' sundown. Exhaustion got in the way of blogging. Thank you everyone who kept coming back in the meantime!
Bir ekleme: İki haftadır blog'umu sahipsiz bıraktım, kısa bir açıklama yapayım. İlk hafta Amerika'dan 6 yıldır görmediğim halam ve nişanlısı geldi, her güne bir gezi programı yapmamıza rağmen bu İstanbul gez gez bitmiyor. Ben ki kendimi bildim bileli İstanbul'dayım(ve gezmeyi de ihmal etmem), daha önce hiç görmediğim yerler gördüm/yemediğim lezzetler tattım. Kendi şehrimde turist olmak pek keyifliydi. Seviyorum burayı!İkinci hafta ise yeni işime başladım, eğitim dolayısıyla bütün günüm ayakta geçti ve tabii bitkinlik blog yazmaya pek hal bırakmadı. O arada blog'umu ziyaret etmeye devam eden herkese teşekkürler!
2 comments:
A blogger city colour code project would be cool! Would you be interested to do Istanbul? We can each do 10 colour codes of one country. Would you be able to find more people o take part and make this a "bloggers city project?" lemme know!
Bu matruşlar çok hoşuma gitti, ne kadar da farklılar..İstanbul'da çoğu zaman turist olmak daha güzeldir.
Post a Comment