Wednesday, January 11, 2012

The Quintessential Turkish Home, But Better

Tam Bir Köy Evi, Ama Daha İyisi


This home has many elements similar to traditional Turkish country homes, but is on a completely different taste level. I'm yet to see a Turkish home without a metal teapot and circular aluminium tray, and here they are above left. A circular tray is a must to bake all those delicious Turkish food made with filo pastry, such as börek and baklava. The combination of a divan (mattress sofa) with rectangular back cushions and multiple woven throws are quintessentially Turkish. Above right it's done with natural looking fabrics with simple, tasteful patterns. 

Bu evde geleneksel bir Türk köy evinde görülebilecek bir dolu unsur yer alıyor, ancak göz zevki bakımından elbette daha iyi bir noktada. Örneğin üstte solda gördüğümüz gibi bir metal çaydanlığın (yalnız çelik olanlar çok çirkin, şunların güzelini yapsalar artık) ve dairesel alüminyum tepsinin bulunmadığı bir Türk evine henüz rastlamadım. Yufkayla yapılan onca enfes yiyecek bu tepsi olmadan pişirilemez! Üstte sağda ise dikdörtgen sırt yastıkları ve üst üste atılmış bir sürü örtüsü ile bir divan görülüyor. 


Okay, there is nothing Turkish about this bedroom except the hammam towels hung on the four-poster Ikea Edland bed. I laughed out when I saw this photo because I own this bed, and I sometimes hang large towels and sheets to dry on it. It looks exactly like this. No, I don't own a dryer (they are terrible for the environment, besides, most of my clothes say no tumble dry on their tags).

Tamam bu odada dört direkli Ikea Edland yatağın kenarlarına asılmış peştemaller dışında Türk bir unsur yok, ama fotoğrafı gördüğümde sesli olarak güldüm çünkü aynı yataktan bende var ve çamaşır yıkadıktan sonra başka yer bulamadığımdan büyük havlu ve çarşafları yatağımın kenarlarına asıyorum ve aynen böyle görünüyor (kurutma makinem yok çünkü hem çevreye büyük zarar veriyorlar, hem de kıyafetlerimin çoğunda makinede kurutmayınız yazıyor).


In homes heated by stoves, it used to be very common for people to stretch a cord from the stove pipe to the other side of the room and line dry fresh laundry on it! These doilies on a string reminded me of that!

Eski sobalı evlerde soba borusundan odanın öbür ucuna ip gerilip çamaşır asılırdı ya, ipe dizili bu danteller bana onu anımsattı!


This kitchen with open plan shelf and drapes instead of cupboards looks very rustic. I bet there is also a chicken wire cabinet somewhere in that kitchen.

Açık raf ve dolap kapağı yerine örtü kullanılması bu mutfağa rustik bir hava vermiş. Eminim mutfağın bir köşesinde  bir de tel dolap bulunuyordur.


All images from Elle Decor Japan.

8 comments:

Anonymous said...

Böyle Türk köy evine can kurban. Bende o metal çaydanlıklardan yok ve asla olmayacak. Ama o tepsilerden istiyorum. Fakat çamaşır kurutma makinemden asla vazgeçemem. Vurgu olsun diye tekrarlıyorum, asla.

alis said...

Bende de yok o çaydanlıklardan. Ben porselen çaydanlıkta demliyorum, çayın üzerine sıcak su koyup üzerini örtüp 3 dk bekleterek. Bence ocakta demlenen çay acılaşıyor ve ziyan oluyor. Yine de bir şekilde normal çaydanlık lazım olabiliyor, o yüzden senelerdir renkli bir emaye çaydanlık arayışındayım ancak onların da saplarını çok çirkin yapıyorlar.

Metal tepsi davul fırın ile birleşince börek olayı başka bir boyuta geliyor. Ama gel gör ki davul fırınlar da çok çirkin ve koyacak yer bulmak zor.

Çamaşır asacak yerin yoksa kurutma makinesiz zor tabii... Bir de yorgan, battaniye falan yıkarken iyi oluyordur.

Berceste said...

Turk evlerini tercih ederim ben de :) Soyle mis gibi sabun kokan, camlarinda genc kizlarin ordugu dantellerden perdeler, sedirler, cumbalar, tahta panjurlar, yukariya dogru kalkip inen camlar :)

Pestemali da havluya tercih ederim. Kurutmasi cok kolay :) Ingiltere'de birinci tercihimdi. Kurumak bilmeyen camasirlar az ugrastirmadi beni. Pamuk tercih sebebi olunca, adamlarin neden sentetik sevdigini anladim, kurumuyor pamuklular, sentetikler ise aninda kuruyorlar!

Caydanlikta demlenen caydaki o aci tadi seviyorum ben :) Koyu ve sekersiz, sutsuz :)

Yuvarlak tepsileri de ne cok aramistim Ingiltere'de! Yok meretler :P Kucaklayip goturdum resmen. Donuste biraktigimiz arkadaslarim nasil sevindiler, nasil sevindiler anlatamam!

alis said...

Sen galiba Türk evi fikrini seviyorsun :) Gerçekten güzel şeylerin yapıldığı bir dönem varmış ama sonra n'olmuş bilmem. Valla Türk köy evi deyince gözümün önüne gelenler bu (ama tüm fotoğraflara bakınız):
http://sakarya.olx.com.tr/kaynarca-satilik-koy-evi-kacmaz-emlak-kandira-iid-171405048
ve bu:
http://www.orkoy.gov.tr/ORKOY/Libraries/ResimliHaber/yedig%C3%B6ller2.sflb.ashx

Sanırım güzel olanlar anneannemin çocukluğu zamanında vardı, sonra fabrikasyon mobilya ve polyester perdenin ülkemize girişi ile birlikte tükendi herhalde. Önü döküntülü ve bol plastik yoğurt kaplı, dışı sıvasız veya en iyi ihtimalle abuk bir renge boyalı, kutu gibi evler görüyorum nereye gitsem. Yani bu ülkede çok sınırlı sayıda da olsa eskiden kalma güzel evler var. Ben anlamıyorum herkesin kafasına aynı anda birşey mi düştü de aniden herşey zevksizleşti? Sanki ev yapma ve güzelleştirme becerisi insanların beyninden silinivermiş gibi, hayret doğrusu.

Peştemal ben de çok severim. Dokusu, görüntüsü ayrı güzel. English Home'da çok güzel renklileri oluyor ama ne zaman sorsam tükenmiş oluyor, denk gelsem üç-beş tane alacağım. Bir de mesela Chakra'nın peştemal modelli ama innncecik havlu kumaşından banyo havluları var, onlar da çok güzel:
http://www.chakra.com.tr/urunler/derin-havlu-32

Sandra Martinez said...

I love your blog and specilly your house (L)!!!
Check out: http://s-justcarpediem.blogspot.com/

Berceste said...

Benim de gozumun onune Safranbolu evleri geliyor Alis :) Sedirli, dantelli, nakisli ortulu... Mis gibi bembeyaz... Beyaz isli...

Evet dediklerin var, sebebi belli. Eski ustalar yok. Eski catilari onaran, eski tavanlari yapan, insanlar yaslandi. Genc nufus goctu. Birilerinin kireci hazirlayip, evi boyamasi gerekiyor. Kim? Halleri yok... Eski boyalar yok... Hazir alinan da boyle yama gibi duruyor iste. Ozumuze donunce bunlar yok. Guzel olan var. Yasatanlar da var. Mecburiyetler var. Tez konusu cikar yani :)

Pestemal ve havluya gelince... Bosver markalari :) Seni Denizli'ye goturelim. Sec begen al. 1/10 fiyatina :P Kapalicarsiya goturelim... Eskiden denetim icin ayda bir Denizli yolu gorunurdu bana :) Simdi de gitsem, alirdim sana.

alis said...

Safranbolu evleri çok güzel. Hiç gitmedim ama fotoğraflarına bakmıştım, gidip görmek de istiyorum. Kastamonu'da da vardı o tip evlerden ve azınlıkta olmalarına, otele ya da müzeye çevrilmemiş olanların yıkıntıya dönmesine ve diğer binaların inanılmaz çirkinliğine rağmen şehri güzelleştiriyorlardı.

Diğerlerinde sıkıntı boyadan veya mecburiyetten değil ya... Zanaatlar öldükten sonra inanılmaz bir bugünden ötesini düşünmeme, şark kurnazlığıyla her işi uyduruk kaydırık en çok nasıl para kazanırım mantığıyla yapmak yaygınlaşmış herhalde. Ev döşerken ise para ve imkan olsa dahi zevksizlik ve gösteriş meraklılığıyla döşemek moda. Milletimiz zevksiz, özü bu. Zevk katılarak yapılmışı ile (mesela senin dediğin gibi Safranbolu evleri, Çamlıhemşin'de Moyy Miniotel) kıyaslayınca iyice kabak gibi ortaya çıkıyor. Keşke öyleleri küçücük bir azınlık olmasa... Geçenlerde "Ekümenopolis"ten şu parçaya rastgeldim ve yine binalarımızın, şehirlerimizin çirkinliğinden içim bulandı:
http://www.youtube.com/watch?v=Zfw5lPlKDjg&feature=player_embedded

Kapalıçarşıyı aşırı agresif satıcılar yüzünden sevemedim gitti, gittikten sonra kendimi toparlamak için bir hafta evden çıkmamam lazım, bir "introvert" için fazla uyaran var orada :) Denizli'de eminim muhteşemleri vardır, zaten markalar da Denizli çıkışlı değiller mi? Diğerini bilmem de Chakra'yı yapan Kocaer Tekstil öyle. Diğer tekstilcilerin çeşitli ürünlerini almak için Denizli'ye gitmek gerekmese, internetten sipariş olayına girseler ne harika olur.

Berceste said...

Ah bak ben nasil unuttum Kastamonu'yu :((( Evet evleri de, elisleri de muhtesem oranin! Daha once de soylemistim tirnakla ip baglama isi var ki, muhtesem otesi! Ozel oraya ozgu dokumalarin uzerine yapiyorlar. Bir dahaki gidisine mutlaka ama mutlaka pamuklu bir yatak takimi bul oradan!

http://evdekor.blogcu.com/kastamonu-el-dokumalari-ve-isleri/3821864

http://www.homeofficeconcept.com/haberler/229-karaisal-el-dokumas-caraflar-ve-kenar-balamalar-

Chakra, o firmanin markasi mi :) Bir daha kapisindan iceri bile girmem! Oyle bikmistim oradan :) Sahibi sopayla kovalayacakti beni, o kadar cok violation bulmustum. Ama 10 yil gecti beeeeelki duzelmistir(pek umudum yok ya, beeelki!)

Gelelim evlere...

Ne gelmisse yozlastiran guneyden ve batidan gelmis. Sark kurnazligi ve de batinin modernligi. Ozumuzu unutturmus :(( Diyorum ya, tez yazilir!

Kapalicarsi icin, cok seker insanlar da var, cok sacma sapan olanlar da. Oranin da markalari var. Abdulla http://www.abdulla.com/index.php?Sayfa=hakkimizda varmis mesela. Ben Ingiltere'de Turk Elisleri kursu verirken bir Ingiliz teyzeden ogrendim :) Kadin oranin delisi olmus. Benim icin mutlaka git diye tutturmustu :) Abdulla, Deniz'lide ozel yaptirdigi urunleri dukkaninda satiyormus. Karsisinda da adini unuttugum bir baska magaza vardi.
Sen tek cocuktun degil mi? ;-) Kapalicarsi fobimiz benzer de o yuzden soruyorum :)Ama gene de severim ben orayi.