Saturday, July 28, 2012

The Castle

Şato


If I lived in this neighborhood and someone tore down one of those old, lovely houses to build that white box in its place, I would be pretty upset. Unless my neighbor invited me in, of course! This house has a small courtyard, a office space across it, and a bridge inside! It is the modern day castle, all it's missing is a moat. I'm very envious.

Bu mahallede oturuyor olsam ve birisi gelip o eski, şirin evlerden birini yıkarak yerine beyaz bir kutu dikse sinirime dokunurdu. Ta ki yeni komşum beni evine davet edinceye kadar! Bu evin ufak bir avlusu, avlunun karşısında ofis alanı, içinde de bir köprüsü var! Bir modern zaman şatosu adeta, tek eksiği bir hendek. Gıpta etmemek elimde değil.


This is the ground floor overlooking the courtyard. 

Zemin katı avluya bakıyor.


There is an open plan kitchen and a dining area. I love the concrete floors and the lack of rugs. Rugs are overrated and nasty.

Bu katta açık bir mutfak ve yemek alanı var. Yerlerin beton oluşunu ve halı kullanılmayışını sevdim. Zaten halıların gereksiz olduklarını ve kir topladıklarını düşünüyorum.


Above you can see the mezzanine. It serves as a living room and library. The house seems so empty but actually there are many well planned storage areas. You could store a lot of stuff in those cabinets beneath the library. I'm assuming the window seat, seen below, is for decorative purposes only; I wouldn't share my seat with cacti.

Üstte asma katı görüyorsunuz. Oturma odası ve kütüphane olarak iş görüyor. Ev her ne kadar bomboş dursa da aslında zekice planlanmış depolama alanlarıyla dolu, mesela kütüphanenin altındaki dolaplar epey eşya alıyordur. Pencerenin önündeki minderler sanırım yalnızca dekoratif; ayaklarımı kaktüslere uzatmak istemezdim şahsen.


A close-up of that library/living room. I really like the coffee tables that are the same size and shape but made of different materials.

Oturma odası/kütüphaneye yakından bakış. Aynı boyut ve modeldeki ancak farklı malzemelerden yapılmış sehpalar enteresan duruyor.


The highest floor, which also a seems like mezzanine. There is a bridge connecting the "bedroom" and the bathroom & terrace. I really love the white grill railings and that they aren't overpowering.

En üst kat da adeta bir asma katı andırıyor. Yatak odası ile banyo ve terasın bulunduğu bölümü birbirine bağlayan bir köprü var. Beyaz ızgara korkulukları ve evin içinde fazla baskın durmamalarını çok sevdiğimi belirtmeliyim.


The bed has wheels but obviously it's not going anywhere. Again lots of storage around the window but the beautiful soft daylight has enough space to come through.

Yatakta tekerlekler var ama hiçbir yere gidemeyeceği aşikar. Yine pencerenin etrafında bol bol depolama alanı oluşturulmuş ama pencereden yumuşak gün ışığının girişini engellemiyor bu dolaplar.


This is my favorite part about this house; the office. You can say it's a home office, but it's not inside the house, it is across the courtyard. This arrangement would cancel out all the distractions of working from home!

Geldik benim favorim olan kısma, yani ofise. Bu bir ev-ofis olsa da evin içinde değil, avlunun karşısında. Bu yerleşim evden çalışmanın dikkat dağıtıcı olumsuz özelliklerini yok eder bence!

Architect / mimar: Elding Oscarson
Photos / fotoğraflar: Ake E:son Lindman via ArchDaily

20 comments:

Janne said...

I'd so so so so soooo live there. I wantz!

Unknown said...

The house is amazing (I like the open kitchen/living room so much), but I think I'd prefer to live in one of the little houses of the neighborhood!

:-)

alis said...

Janne - Me too, there is nothing in there that isn't purposeful :)

Laura- I agree, the old houses look much, much cuter. However the only place here that you won't have to look at the ugliest house in the neighborhood (let's face it, the exterior is plain and ugly) is inside the ugly house itself :)

What's Next said...

cennet gibi resmen.. hayallerimin evini buldum galibaa ^^

Anonymous said...

neyse uyarıları dinlemişsiniz.. :) biraz geç oldu ama güzel oldu!! birde ben şahsen böyle kalıp fotolar üstünden yorum yapmanızı aslında pek hoş bulmuyorum ama bu daha kolay geliyor olabilir tabii size, onada biz karışamayz

Marina said...

I am in love!! Look at that library!!

Anonymous said...

merhaba, benim de bir blogum vardı ama çok yorum almadım diye kapattım... fazla değil,böyle siizinki gibi üç beş yorum alsam yeterdi ama olmadı... mia postada nasıl çıktınız mesela? yada takipçileriniz sizi nerden buluyor? ben de yorum alıyordum ama iki yorum falan az geldi? belki önerileriniz olursa ben de yine bir blog açarım... sevgiler...

alis said...

what's next - Dışı çirkin olmasa benim de:)

anon - Kalıp foto derken? Hazır foto mu demek istiyorsunuz? O konuda elimden bir şey gelmez, zira ne profesyonel fotoğraf çekecek bilgim, ne makinem, ne de çekim yapacak böyle mekanlara erişimim var.

Marina- A good library is a must in any decent house :)

alis said...

Anonymous - Okuyucu kitlesi oluşturmak için sabırlı olmak lazım, anca zamanla oluyor. Bir de sizinkine benzer tarzdaki diğer blogları takip edip onlara yorum yazarak, hatta ahbaplık kurarak adeta sanal bir çevre oluşturuyorsunuz. Tabii "blogun çok güzelmiş şekerim benimkine de beklerim" gibi sığ yorumlar yerine hakikaten blogger'ın ilgisini çekip profilinize tıklamaya yöneltecek yorumlardan söz ediyorum. Ben de eskiden daha çok yorum yazardım ama şimdi okuduğum blog çok olsa da düzenli yorum yazdığım bloglar bir elin parmaklarını geçmiyor, o yüzden bana da fazla gelmiyor. Zaten fotoğraf ağırlıklı bloglardansa bir düşünce dile getiren veya yazarın kişiliğini ön planda tuttuğu, okuyucunun da bir fikir beyan edesi gelen bloglar daha çok yorum alıyor haliyle. Mesela Avrupa'nın en çok okunan dekorasyon blogu bile en fazla 30 yorum alıyor günde binlerce kişi girdiği halde. Bir blogun başarılı olması için twitter, facebook vs.'yi de etkin kullanmak, benim yaptığım gibi yapmayıp sık ve düzenli güncellemek, blogun tasarımının göz yormayan ve okunaklı olmasına dikkat etmek, imla kurallarına ve dili doğru kullanmaya özen göstermek, post'ları iyi kategorize etmek ve arama motorlarında konu ile ilgili arama yapıldığında çıkacak sözcükleri kullanmaya özen göstermek, diğer bloglarla yorum ve link alışverişi yapacak şekilde ilişki kurmak gibi yöntemler kullanılabilir. Ayrıca blogunuzun istatistiklerini inceleyip okuyucular hangi konularda arama yaparak gelmiş, hangi yazılar daha çok ilgi çekmiş bunu tespit edip o konulara ağırlık vermek de mümkün. Mesela bana o konuda bir post yapmış olduğum için Ikea'nın Edland yatağını arayarak gelenler çok oluyor, bunu gördüğüm için ben de o yatağın bulunduğu bir fotoğraf kullanırsam adının da mutlaka yazıda geçmesine özen gösteriyorum arayanlar bulabilsin diye.

İçeriğini kendi üreten bloglar (kendi fotoğraflarını çeken, anısını deneyimi görüşünü tarifini yazan vs.) da şayet içerik kaliteliyse mutlaka ziyartçi çeker çünkü orjinaldir, benimki böyle bir blog değil mesela.

Mia Posta'da çıkmam tesadüfen oldu, onlar sağolsunlar denk gelip yer vermişler ama anlık tıklanma artmasına rağmen ziyaretçi sayısında normal grafiğin dışında çok dramatik bir artışa neden olmadı. En çok ziyaretçi gönderenler benimki tarzında ama kitlesi daha büyük başka bloglar. Pinterest'e ben kendi blogumdan resim pin'lememeyi seçsem de başkalarının pinlediklerinden de epey gelen oluyor mesela. Sonuç olarak sizde heves ve sabır oldukça blogunuzun sizi tatmin edecek bir noktaya gelmemesi için hiçbir sebep yok :)

Berceste said...

Halilar konusunda hem fikirim. Yalniz dis gorunus kutu kismini sevmedim :( O guzelim mahalleyi bozmus :( Iceride kutuphaneye bayildim. Cam onunde kitap okuma fikrini hem seviyorum, hem de vitrindeymis hissi veriyor insana. Hani ucsuz bucaksiz bir yesillige bakiyorsa pencere belki ama caddeye bakiyorsa oturamam. Kaktusler kismina cok guldum :) Dikkatli goz hemen yakalamis! Korkuluklardaki o telli yapi cok fena toz tutar :( Temizligi iskence olur. Yataktaki tekerlekler yuzunden de bizim bocuk uzerinde ziplarken, takla atarken basina birsey gelir mi diye urkerim. Zira bebekliginden beri en sevdigi sey bunlar ve buyudukce yatagi yerinden oynatma kabiliyeti de artacak agirligi ile birlikte :) Calisma odasini bizim yan komsu da eski shed lerine tasimisti :) Daha dogrusu shed i cikartip yerine oda insaa ettirdi agactan. Iki cocukla evin icinde calismasi cok zordu ve evden calisacak sekilde idi isi. O yuzden iyi fikir ama tekerleksiz sandalyenin bacaklari iki gunde elimde kalirdi herhal, hele buradaki gibi egimliyse :) Cok fenayim cok :(

Aysun Karaalioğlu said...

harika minicik ama cok güzel..

anonyy said...

alis hanım, ne güzel cevaplamışsınız, teşekkürler.. my most helpful posts kısmına tıklayınca çıkan postlarınızdada yorum gönderme seçeneğpinizçıkıyor,pop-up olduğu halde. bunu htmldenmiayarladınız? çünkü normalde postlarınüstüne tıklayınca sadece yapılan yorumlar görünüyo ve yorum yapmak içinpopupa ihtiyaç oluyor yani o posta ana sayfadan bakmak gerekiyor. tam anlatamadım galiba.ss benim blogumda postun üstünetıklayıncasadece yapılmış olan yorumlar görünüyordu, yani kim yorum yaptıysa okadarı, yorum gönder kısmı çıkmıyordu. siz nası yaptınız? yardımcı olursanız çok çok sevineceğim.

şimddien teşekkürler:))))))))))
cevabınıziçin hergün on kez bloga bakıcam!!!

Anonymous said...

şu kısım özetliyo yani: benim blogumda sadece ana sayfada yorum göndere tıklayınca açılan popuplardangönderiliyorduyorum..pekiamasağtarafta sizinki gibi olan linklerden-bağlantılardan tıklayınca nasıl oluyor da yorum gönder seçenği çıkıyor, çıkmamasılazım?bendeçıkmıyorduama çıksınistiyordum.

Anonymous said...

((yorum kısımlarını ben doldurdum valla bugün))

bir de facebooktwitter bağlantıları için google++ya mı geçmek gerekiyor? tüm bu sorularımı yanıtlarsanız, çok iyi olur:))
bugün çok girdim ama henüz yazmamıştınız cevap:((

alis said...

anonymous - My Most Helpful Posts kısmındaki postların permalink'lerine link verdim, o kadar. Permalink; yani normalde bir yazının başlığına tıklayarak ulaşabildiğiniz, sadece o post'un gösterildiği URL. Mesela bu post için http://a-mad-tea-party-with-alis.blogspot.com/2012/07/the-castle.html
Bu adresteyken "post a comment"e tıklayınca yorumlar pop-up'a ayarlı olduğu için post'un altındaki yorumları okuyabiliyor olsak da yeni yorum yazmak için yine pop-up açılıyor, yani o sayfa bünyesinde yorum yazacak bir kutucuk yok. Sizin kastettiğiniz sanırım orada "post a comment" diye bir link görünmesi? O görünsün diye ekstra bir şey yapmadım, sizin blogunuzda görünmüyorsa belki kullandığınız şablonla alakalıdır. Ben "Awesome Inc." şablonunu kullanıyorum, üzerinde de html'den herhangi bir değişiklik yapmadım.

alis said...

Facebook, Twitter, vs. "share butonları eklemek çok kolay. Blogunuz açıkken sağ üst köşedeki "design"a tıklayın. Hani sayfa formatı gibi birşey görüyorsunuz ya, sayfanın ortasında "blog posts" başlıklı, yazıların göründüğü alanı temsil eden kutucuğun sağ alt köşesindeki "edit"e tıklayın. Açılan pencerede "show share buttons"ın yanına bir tik atmanız yeterli.

Anonymous said...

güzel anlatıyosunuzda ben anlayamıyorum.. "yani o sayfa bünyesinde yorum yazacak bir kutucuk yok." dediniz ya, işte bende o sayfa bünyesinde yorum yapılmasını sağlamanın nasıl olacğını çözemyrm bir türlü.. kalıcı url-özel url diye farklı seçeneklr var, onlardan mı? ama baktımda yayımlanbmış bir postun urlsi değişmiyor yani eğer bu ayar oradan yapılıyosa?
o tık kısmı yeterli değil sanırım. google+ya mı geçmek gerekiyormuş? emin misiniz acaba google+a olmadandaolduğuna? mesela siz blogunuzda geçtiniz mi g+ya?

bu iki soruya lütfen son bir kez daha cevap yazın artık anlamazsam birdaha yazmaacağım! :))

alis said...

Anonymous - Kusura bakmayın çok geç cevap yazıyorum, bilgisayar başında pek duramadığım bir hafta oldu. Share butonları için google +'a geçmek gerekmediğinden eminim. O kutucuğa tik attıktan sonra "save edits"e tıkladınız mı, pencere kapandıktan sonra da layout sayfasında sağ üstte save'e tıkladınız mı? Ondan kaynaklanıyor olabilir yoksa görünmesi lazım.

Yorum kutucuğu konusunda; sanırım o dediğiniz ya edit html'den yapılıyordur, ya da bazı şablonlar hazır olarak o şekildedir, ama hem pop-up çıksın, hem de post'un adresinde de yorum kutucuğu olsun nasıl yapılır ben bilmiyorum maalesef. Yorumların ayarını pop-up şeklinde seçmeyin, her "yorumlar"a tıklandığında okuyucuyu post'un URL'sine götürür ama o zaman olur (herhalde?).

HouseOfAnka said...

Avlu <3 Hayalimdeki ev için ; bol ışık alması , yüksek tavanlı olması , ahşap yer döşemeleri değişmez unsurlar ama bir de avlusu olursa ahh bir de .. :)) Bu evin de en çok avlusunu beğendim ! Şahane !!

Anonymous said...

The home is awesome (I like the start kitchen/living space so much), but I think I'd want to reside in one of the little homes of the neighborhood!


Home Center Furniture