Thursday, June 17, 2010

The Four Poster

Evimin Direği
{}
{}
I live in a four bedroom apartment all by myself and yet I have space issues. Currently, the four rooms are used as my bedroom, an overly cluttered office which I never use(I'm paralyzed by the thought of making something out of this room), my parents' bedroom for when they visit, and a spare room with books, a sofa, an armchair and my coats... It amazes me the fast rate which clutter tends to accumulate in spare rooms. So I decided to turn mine into a dressing room. This means no more wardrobe in my bedroom. I already told you I was going to re-purpose the table as well, so this means I'll have a big empty bedroom with nothing but a bed in it. Currently I'm sleeping in a single bed, so I can definitely use an upgrade. This strikes me as an excellent opportunity to make a statement with my bed! And what's better than a four poster bed to achieve a little drama?
{}
Dört odalı bir evde yalnız yaşıyorum ama sığamıyorum. Bu oadalardan biri yatak odam, biri kağıt, kitap, bitik kalem ve ölü bilgisayarlar tarafından ele geçirilmiş kullanılmayan bir ofis, biri annemlerin odası, biri de içinde bir kanepe, bir koltuk ve bir sürü kitap dergi barındıran ekstra oda. Bu ekstra odalardaki eşya birikme potansiyeli beni korkutuyor. Benimkini giyinme odasına çevireyim bari dedim. Daha önce odamdaki masayı başka türlü değerlendireceğimden bahsetmiştim. Gardrop da çıkınca odada yataktan başka eşya kalmayacak. Böylece bana odada vurucu etkiyi tek bir yatakla oluşturma fırsatı doğmuş oluyor. Söyleyin bana, dört direkli yataktan daha dramatik yatak var mı dünyada?
{}
{}
Despite them still not sending me a gift basket for my constant customer evangelism; I have my eye on the Ikea Edland. That bed, Tord Boontje Garland in silver, some hotel-like sheets, lace curtains, and wallpaper on the wall behind my bed is all I want in this room. I'd paint the floors white but I'm one of those people who can never paint wood. By the way, Laura Ashley in Turkey stopped selling the wallpaper I had my eye on. It's on sale on their website but they don't ship here, talk about bad luck.
{}
Sürekli gönüllü reklam yapmamı hala gözardı edip bana bir hediye sepeti dahi yollamamalarına rağmen gözümü yine Ikea'ya çevirdim, bu modeli beğendim. Bu yatak, Tord Boontje Garland avize, otel tarzı çarşaflar, dantel perdeler ve yatağın arkasındaki duvar için duvarkağıdı bu oda için kafamdakilerin bütünü oluyor. Yerleri de beyaza boyatalım derdim ama ben o gerçek ahşabı asla boyayamayan tiplerden biriyim. Bu arada Laura Ashley gözüme kestirdiğim duvarkağıdını artık satmayacakmış. Çok hayal kırıklığına uğradım, internet sitesinde inanılmaz ucuza satıyorlar ama yollamıyorlar buraya.
{}
{}
Much different than the overall look I have in mind but so cozy and appealing.
{}
Kafamdaki görünümden farklı ama sıcak ve çekici olmuş böyle de.
{}
{}
{}
I don't know why the bed is half mustard, half white but the room is nice and milky anway.
{}
Niye yarısını hardal rengi bırakıp yarısını beyaza boyamışla anlam veremedim ama yine de süt gibi güzel işte.
{}
{}
How about covering the wall with wallpaper samples? Probably not.
{}
Duvarı böyle parçalarla kaplamak nasıl fikir? Pek iyi değil galiba.
{}
{}
I'm over the dollhouse frilly look but I saved this photo to convince myself in the versatility of this bed. The completely different styles in each of this pictures really have convinced me.
{}
Aslında bu süslü püslü bebek evi tarzından soğudum ama bu resmi yatağın farklı tarzlara uyumluluğuna kendimi inandırmak için sakladım. Bu post'taki resimlerdeki stillerin farklılığı hakkaten de ikna etti beni.
{}
Photo credits: 1-2 Per Gunnarsson, 3 Design File, 4 Style At Home, 5 unknown, 6 Home Shopping Spy, 7 Light Locations

Friday, June 11, 2010

Twitter

"Bird" hook / Kuş askı, Jantze Brogård Asshoff
{}
Sometimes I come by interesting things that are not exactly fit for the blog, or I don't have anything to say besides sharing a cool link. Therefore, I now tweet as well. I'll try to keep the majority of my tweets bilingual.
{}
Bazen gözüme blog'a uymayacak ilginç şeyler çarpıyor, bazen de hoş bir link'i paylaşmaktan başka söyleyecek birşeyim olmuyor. Bu yüzden artık twitter'da da varım.

Wednesday, June 9, 2010

Trimmings

Kenar Süsü
{}
{}
People I know from my generation (I'm 25) seem to be reluctant against cabinet cloths (covers? not sure what they are called). They think it's a granny thing. Maybe it is, but pretty trimmings like these look very clean and fresh.
{}
Benim jenerasyonum (yaş 25) genelde dolap örtülerine biraz isteksiz yaklaşıyor. Anneanne işi gibi geliyor sanırım. Belki öyle, ama böyle sarkan kenar süsleri temiz ve hoş duruyor bence. Bir de örtüler toplanıp durmasa...
{}
{}
I saw these pom pom trimmed plain curtains at {this is glamorous}. Who can object to pom poms in bright colors? This look is universally appealing; just like bunnies.
{}
Dümdüz perdelere ponponlu kenar süsü takılmasına itirazı olan var mı peki? Ben ponponları tavşan kuyruğu olarak gören biri olarak asla bıkmam bu görüntüden.
{}
Image 1: Martha Stewart via {this is glamorous} and The City Sage, 2: Bentley Waters via {this is glamorous}

Saturday, June 5, 2010

Lolly

{}
Even the ugliest of chairs can be pretty in transparent pink. The candy-like plastic makes up for the tubular chrome, which I truly cannot stand.
{}
En çirkin sandalye bile şeffaf pembe olunca güzelleşiyor. Şeker gibi plastik, normalde hiç tahammül edemediğim krom boru ayakları telafi ediyor.
{}
{}
Lick-a-delic! Reminded me of Massimo Gammacurta's logo-pops. You can check out his book here.
{}
Bana Massimo Gammacurta'nın logo lolipoplarını hatırlattı bu fotoğraflar. Kitabı da var.
{}
{}
Gucci above, Chanel below. / Üstte Gucci, altta Chanel.
{}
{}
First two images, Per Gunnarsson, second two Massimo Gammacurta.

Thursday, June 3, 2010

Marble Top Table

Mermer Tablalı Masa
{}
{}
I have a simple, dark wood rectangular table in my bedroom. It has no real purpose there so I decided to have a marble top cut for it and put it in the kitchen. My table has simpler lines than this one and a matte finish, but the color is very similar. I hope I can find a nice glossy white mable with elegant gray veins, in Istanbul carrera isn't as well known, or if they have a different name for it I don't know it yet.
{}
Yatak odamda sade, ahşap dikdörtgen bir masa var. Orada bir işe yaramadığı için üzerine mermer kestirip mutfak masası yapmaya karar verdim. Benim masamın çizgileri resimdekinden daha düz, cilası da mat, ama rengi neredeyse bununla aynı. Umarım masam için parlak beyaz, zarif gri damarlı bir mermer bulabilirim. Istanbul'da mermercilere carrera desem birşey ifade eder mi, veya bu mermer cinsinin başka bir adı var mı bilmiyorum.
{}
Resmi İstanbul'da şık bir cafe'nin sitesinden aldım ama hangisiydi unuttum.

Just Another Tea Set

Bir Çay Seti
{}
{}
I'll tell you a little secret. This blog is named after a certain tea party, but the girl behind the blog doesn't own a decent tea set! I usually have my tea in glass Bodum mugs, which I unluckily have broken 2 of in the past 2 weeks. I have this fantasy of someone throwing me a surprise tea party for my birthday, I think I've mentioned this before on the blog last year but alas, no party still. I'd throw my own but as I said, I don't have the necessary tea goodies to live up to my fantasy party! This set by Plumo is pretty close to what I had in mind.
{}
Küçük bir sır vereyim. Bu blog adını belli bir çay partisinden almış olsa da, blog'un arkasındaki kızın doğru dürüst bir çay seti yok! Çayı genelde poşetle, Bodum bardaklarda (Lipton sağolsun bedava stoklamışız, ne pahalıymış meğer) içiyorum, ocakta demlenmiş pek sevmiyorum. Kıymetli bir çaysa porselen demliğe havlu sarıp 3 dk bekletme yöntemini tercih ediyorum. Herkesi cici porselen fincanlarda içmeye zorlayacağım despot çay partisi verme fantazimi de bir türlü gerçekleştiremiyorum; güzel bir çaydanlığım olmadığı için. Bu ülkede pembe ya da kırmızı, yuvarlak hatlı, güzel saplı çaydanlık nerede satılır Allah aşkına? Şu yukardaki Plumo set fantazime epey yaklaşmış, gerçi bunun da su kaynatma kısmı yok.
{}
{}
This little hanger caught my eye while admiring Plumo. Last time I've been to London I brought a cast iron bell with birds on it in my suitcase. I think this explains how much I like things with birds on it! If you are like me, I urge you to follow Wee Birdy, if you aren't following already.
{}
Plumo'yu incelerken şu yukardaki askı da gözüme takıldı. En son Londra'ya gittiğimde üzerinde kuşlar olan dökme demir bir çanı bavulumda getirmiştim, sanırım bu kuşlu objelere zaafımın boyutlarını açıklıyor. Siz de de varsa böyle bir ilgi Wee Birdy blog'unu çok seversiniz.