Saturday, December 29, 2012

Erin's Kitchen

Erin'in Mutfağı


This is the kitchen from supermodel Erin O'Connor's 200 year old South London home. She owns a beautiful AGA cooker, a Smeg fridge, and reclaimed kitchen units that used to belong inside the laboratory of a Victorian girls school on her street. I quite like this cozy kitchen, aside from that lamp with tassels. The marble countertops look great and the cute wallpaper printed with teacups works here.

Süpermodel Erin O'Connor'ın Güney Londra'daki 200 yıllık evinin mutfağındayız. Siyah bir AGA fırını, Smeg buzdolabı ve oturduğu caddedeki eski bir Viktorya dönemi kız okulunun laboratuvarından kurtarılmış mutfak dolapları var. Yalnızca püsküllü lamba gözüme battı. Mermer tezgahlar çok güzel görünüyor, çay fincanı desenli duvarkağıdı da bu sıcak mutfağa gitmiş.



Okay, what is a gold parrot statuette doing on the stove? It's a mystery.

Altın papağan heykelciği ocağın üzerinde ne yapıyor, işte orası muamma. 



Happy holidays everyone!

All photos by Mark Sanders for Refinery29.

Monday, December 3, 2012

Magazine Love

Dergilere Sevgi Kuşağı



The hallway above is my favorite photo featured in this post; with an Ercol loveseat, tin trunk from Toast, wooden church with lights from John Lewis.

Bu post'taki fotoğraflar arasından favorim üstteki antre; Ercol ahşap bank, Toast'tan teneke sandık, John Lewis'ten minik, ışıklı ahşap kilise.



Oh my, those framed vintage illustrations. Too bad they're from eBay and the artists are unknown.

Şu yerde duran vintage ilüstrasyonlara bayıldım, maalesef kime ait oldukları belli değil, eBay'den bulunmuşlar.

I love the carpet in this children's room. / Bu çocuk odasındaki halı özellikle güzelmiş.

I normally skip December issues of magazines because they all kind of look alike. However, taking just a peek at Country Living UK's preview had me convinced I needed to see these cozy photos closer. Turns out it's quite the fulfilling issue, every page was a delight! It's one of those rare magazines that the reading material is consistently as substantial as the pictures.

Do you still buy print magazines or do you prefer digital versions? I'm a hardcore digital fan and find reading mags on an iPad surprisingly pleasant. I don't like buying directly from the App Store newsstand though, I use Zinio, that way I can read my magazines from a computer too, useful if you don't own a tablet. It's also much easier to navigate and you can see all your magazines in one place. I'm subscribed to Living Etc UK but it's getting kitscher and kitscher every month and has become quite cringeworthy, so I won't be renewing it this year. Instead, now that my all time favorite mag Elle Decor UK is on Zinio, I'll stick to that, with the occasional Country Living UK and Wallpaper thrown in. Yep, I like my magazines British!

Normalde dergilerin Aralık sayılarını atlarım çünkü hepsi aşağı yukarı birbirine benzer. Fakat Country Living UK'in son sayısına bir göz atınca almadan duramadım. Dergi sıcacık, insanı yılbaşı moduna sokan fotoğraflarla dolu; insanda sahlep içmekle aynı etkiyi yapıyor. Bu dergideki yazıların da istikrarlı olarak fotoğraflar kadar doyurucu olmasını seviyorum.

Siz dergilerin basılı versiyonlarını mı tercih ediyorsunuz, yoksa dijital versiyonlarını mı? Ben bir dijital hayranıyım, üstelik tabletten dergi okumak şaşırtıcı derecede zevkli, insan kağıdı hiç aramıyor. Yabancı dergilerin fiyatları üzerinde yazan ücretin TL'ye çevrilmiş hali, yani olması gerektiği gibi. Basılı versiyonlarının fiyatları iyice uçtu son birkaç aydır, mağazalarda dikilerek okumaya çalışmaktan bıktım. Fakat App Store'daki "newsstand" yerine Zinio aplikasyonunu kullanmayı tercih ediyorum, hem farklı dergilerinizi bir arada görmek daha kolay, hem de aldığım dergileri dilersem bilgisayardan da okuyabiliyorum, tablet kullanmayanlar da faydalanabilir. Zinio'dan Living Etc'nın İngiliz versiyonuna aboneydim ama dergi rüküşlükte sınırları zorlamaya başladı, artık çekilmiyor. Ona aboneliğimi yenilemeyeceğim, yerine favori dergim Elle Decor UK'e geçeceğim, artık onun da dijital versiyonu var. Nezih'te, D&R'da basılısı 30 küsür lira, dijitali 11 lira! Bu yıl çoğunlukla onu alır, arada canım çektikçe de Country Living UK veya Wallpaper ile çeşnilendiririm diye düşünüyorum. Yerli dergiler kimse kusura bakmasın ama, bence çöp. Dekorasyon-tasarımda da, moda dergilerinde de en kaliteli bulduklarım İngiliz dergileri. 



All images from Country Living UK December 2012, photographs by Brent Darby, styling by Caroline Reeves, assisted by Ben Kendrick & Celia Stuart-Menteth.

Thursday, November 15, 2012

Coffee

I spy a Chemex on the shelf above the girl.

I am wearing my glasses and unlike the girl in the photo, am quite comfortably curled up under a blanket. I'm dying for a fresh cup of coffee but since it's way past midnight, I'll resort to looking at pictures of it.

Gözlüklerimi taktım oturuyorum ama fotoğraftaki kızın aksine battaniyemin altında kıvrılmış bulunuyorum. Canım deli gibi kahve çekiyor ama saat gece yarısını çoktan geçtiği için resimlerine bakmakla yetiniyorum.


Pour-over brewing. The filter cone in this photo is a Bonmac. The exact one with the Blue-Bottle logo is for sale here. They also sell the black Bonmac slim pot which confuses me because it actually appears to be a Tsuki-Usagi slim pot, made by Noda Horo. It's on my wishlist. You can search for a Japanese enamel coffee pot or check out Labour and Wait or Neest, or Kiosk. Now you are confused too.

Makinesiz dökme/damlama yöntemi ile kahve demlemek için bu fotoğrafta Bonmac kullanılmış. Fincan biçimli, altı delikli ekipmanın içine filtre yerleştirerek kahvenizi demliyorsunuz. 

Siyah, ibriği andıran şey ise bir "slim pot". Bu tarz suyu kontrollü dökmeye yarayan ekipmanlar arasında Japon yapımı emaye Tsuki-Usagi (adının anlamı ve logosu "ay tavşanı") favorim. Gördüğüm yerde affetmem, alırım, bakar mısınız güzelliklerine?



A "well seasoned" Bialetti. Most people don't wash their Bialetti moka pots, because if you do, apparently your coffee tastes like aluminum. I'm concerned about boiling anything in aluminum so I'm on the lookout for a stainless steel version. Better safe than sorry.

Bialetti'nin verdiği tadın zaman geçtikçe güzelleştiğine ve aletin mümkün mertebe yıkanmaması gerektiğine inanılır. Aksi takdirde alüminyumu zedelemek ve metalik tat almak mümkünmüş. Ben alüminyumda herhangi bir şey kaynatma fikrine sağlık açısından pek sıcak bakmıyorum, bu yüzden ocak üstü espresso aletlerinin çelik versiyonları daha cazip geliyor.

Chemex brewer. This timeless design by Peter Schlumbohm, a chemist, has many fans and it is on my very long wishlist of coffee brewers. It's on MoMA's permanent collection.

Chemex. Kimyager Peter Schlumbohm tarafından 1941'de tasarlanmış ama MoMA'nın daimi koleksiyonunda yer alıyor ve halen sıkı müdavimlere sahip.


Wednesday, October 31, 2012

Happy Halloween!





1 Hallway from Park House by Denai Kulcsar Interiors photographed by Anson Smart, 2 artwork by Anton Marrast, 3 NOI Collection rack, 4 Skulls & quotes by BMD Design.

Monday, October 29, 2012

How They Work

Nasıl Çalışıyorlar


This is what it looks like behind the scenes, when Oneighty is working their creative magic for their clients. Their office was photographed by Adrian Ray.

Oneighty Creative, müşterilerinin markaları için yaratıcı projeler üzerinde çalışırken ofisleri böyle görünüyormuş. Adrian Ray fotoğraflamış.

Friday, October 26, 2012

Kitchen

Mutfak


Good old white. The best choice you can make for your kitchen.

Alıştığımız, sevdiğimiz, bıkmadığımız beyaz. Mutfağınız için yapacağınız en doğru tercih.

Photo; Allt i Hemmet.

Sagmeister & Walsh Studio





Am I crazy about the look of the recently renovated Sagmeister & Walsh studio? No, but I find it okay. Am I surprised? Yes. Much smaller and simpler than I anticipated. We have seen similar ones a hundred times but I guess wowing us is not the point. Still, the color coded books are a pet peeve of mine. A pet peeve that I have seen at least a hundred times.

When asked "Did your experience at the Leo Burnett agency play a large role in your deciding that maintaining a small business was better than running an office of over 100 people?", Sagmeister replies: "I saw at Burnett that I will not be able to actually design when my office is bigger, and I saw the advantages of a large office for the clients as tiny, while the disadvantages were huge."

Sagmeister & Walsh'un yenilenmiş stüdyolarını çok mu beğendim? Fena bulmamakla birlikte hayır. Beni şaşırttı mı? Kesinlikle evet. Tahmin edebileceğimden çok daha ufak ve basitmiş. Benzerlerini daha önce yüzlerce defa görmüşüzdür ama bu stüdyonun dekorasyonundaki amaç bizleri hayran bırakmak değil zaten. Yine de renklerine göre dizilmiş kitaplar epey gözümü tırmaladı, zaten hiç beğenmediğim, daha önce de yüzlerce kere gördüğüm bir dekorasyon klişesi.

"Leo Burnett ajansındaki deneyiminiz, 100'den fazla çalışanı olan bir ofisi idare etmektense küçük bir işi yönetmeyi tercih etmenizde büyük rol oynadı mı? diye sorulduğunda şu cevabı vermiş Sagmeister: "Burnett'de ofisim büyük olduğunda sahiden tasarım yapamayacağımı, ayrıca büyük bir ofisin müşteriler için avantajlarının çok az, dezavantajlarının ise devasa olduğunu gördüm."

Photographs by Mario de Armas via AA13.

Wednesday, October 24, 2012

A Small Apartment

Küçük Bir Daire


I prefer large spaces with furniture and accessories placed sparsely, no rugs at all. But sometimes you have to make do with the space and stuff you got. Having less stuff is much more difficult to achieve than having more because of the letting go and self-restraint aspects. If you have got the stuff but not the space, you have to be smart about storage. Let's admit 4 door wardrobes or bookcases upon bookcases don't look so good. I think it's a better sight to look at when you can avoid huge, bulky furniture when you can and go for open shelving on top of a nice credenza or something. Nothing should be too matchy matchy though. Display what you can, hide what you must.

Az eşyalı büyük mekanları tercih ederim, tabii seçenek varsa. Aslında az eşyalı bir eve sahip olmak, çok eşyaya sahip olmaktan daha zor bir hedef. Ayrılmaya kıyabilmek, verebilmek, almamak için kendine mukayyet olmak kolay şeyler değil. Eğer eşyanız çok ama yeriniz kısıtlıysa depolama konusunda planlı olmak şart. Kabul edelim ki her odada bir sürü dolap veya kütüphane insanın üstüne üstüne geliyor. Bence hantal, kocaman depolama elemanlarından olabildiğince kaçınıp onun yerine alçak bir büfe üzerinde açık raflar gibi bir çözüm daha hoş görünüyor. Sergileyebildiğinizi sergileyip, gerisini saklayacak şekilde. Tabii takım yapmamak şartıyla. Kıyafette takım ayakkabı-çanta şu an ne kadar komik ve demode geliyorsa takım mobilyalar da artık öyle. Hatta o kadar uzun zamandır öyle ki yeni evlilerin bu devirde hala gidip takım mobilyalar aldıklarını görmesem yazmazdım bile.


I know they kind of look nice but I have said it before and I'll say it again, keeping old magazines is a waste of space. You are never going to look at them again and when you do, their content will no longer be relevant.

Fena görünmediklerini biliyorum ama daha önce de defalarca söylediğim gibi eski dergileri saklamak yer israfından başka bir şey değil. Bir daha açıp bakmayacaksınız, baktığınızda ise içerikleri bayatlamış olacak.



If you don't have enough room for a clothing rack, a wall-mounted bar fulfills the same purpose! I like this idea. I'm sure a very organized person would prepare what to wear for every weekday and hang it all in a row, outfit by outfit.

Ayaklı bir askı için yeriniz yoksa duvara monte bir bar da aynı işi görebilir! Bu fikri sevdim. İnsan planlı-programlı olsa hafta içi her gün giyeceği kıyafetleri önceden hazırlayıp böyle sıra halinde asar.

All photos from Bolaget.

Sunday, October 21, 2012

Studio, Coffee, Freedom

Stüdyo, Kahve, Özgürlük


If I ever find a magic lamp, I'm going to ask the genie for a backyard studio. With only making that seemingly tiny wish, I trick the genie into giving me a backyard, a business that I run from my own studio, and a larger main property (since logically it should be larger than the studio). Yes, I'm very prepared for imaginary scenarios like that. I'm also set if a zombie apocalypse ever happens.

Jokes aside, I compiled my favorite photos from Coffeeklatch where they showcase the living and working spaces of creative types.

Sihirli bir lamba bulsam, cinden bir "arka bahçe stüdyosu" dilerdim. Bu basit görünen dilekle cini bana hem bir bahçe, hem kendi stüdyomdan yönettiğim bir iş, hem de (mantıken asıl bina stüdyodan büyük olacağından) büyük bir ev vermesi için kandırmış olurdum. Fantastik senaryolara işte böyle hazırlıklıyım sevgili okuyucu. Olası bir zombi istilasına karşı da kafamda hazırlıklar tamam.

Şaka bir yana, şu an baktığınız fotoğraflar yaratıcı kişiliklerin yaşama-çalışma mekanlarını gösteren Coffeeklatch adlı siteden seçtiğim favorilerim.




Beautiful desk. Yes, home offices get messy, you gotta embrace it. That paper sack thingy on the floor caught my eye because I have been seeing similar ones a lot lately; used in workspaces instead of trash cans. You can find some here.

Masa güzel. Evet, ev ofisler dağınık oluyor, kabullenmek gerek. Yerdeki büyük kesekağıdı görünümlü şeyin benzerleri son zamanlarda sık sık gözüme ilişiyor. Çalışma alanlarında çöp kutusu yerine bunları kullanmak çok revaçta sanırım. Burada satılıyor.





But first, coffee! I only buy freshly roasted beans and grind them for my french press at home, using a manual grinder. Such good coffee with such a cheap setup, you don't need a genie for that! As a result I can't drink the painfully bland coffee at those famous coffee chains.

Ama önce, kahve! Bu konuda titizim; yalnızca taze kavrulmuş kaliteli kahve çekirdekleri satın alıyorum (buradan). Evde el değirmeni kullanarak french press'ime göre çekiyorum. Türk kahvesine göre de çekebilirsiniz. Muhteşem kahveler içmek için büyük yatırımlar yapmaya veya bir cinden dilek dilemeye gerek yok. Tek dezavantajı ünlü kahve zincirlerinin bayat, dandik kahvelerine hiç tahammülümün kalmamış oluşu. Hele bana Nescafe ikram edecek babayiğide atacağım bakıştan kendim korkarım. 


All photos from Coffeeklatch.

Sunday, September 30, 2012

His & Hers


Dressing rooms for boys is quite a neglected subject, no? I have been thinking about where the clothes of the man fits in a girl's home. I looked at The Coveteur's Pinterest for ideas about what to do with more shoes than you can handle, especially men's shoes, but, the chaos and the overstuffedness (is that a word?) of those closets gave me a bad headache! Maybe I don't love clothes that much. These photos of the Toj rack by Simon Legald for Normann Copenhagen are more to my liking. Even in my dressing room I want the messy things behind closed doors and a few choices out in the open, it's less overwhelming that way.

Erkekler için giyinme odaları ihmal edilmiş bir konu, değil mi? Son zamanlarda bir erkeğin kıyafetleri bir kadının evinde nasıl yer bulmalı diye düşünüyorum. Başa çıkabileceğinden daha fazla ayakkabıya sahipsen bunları, özellikle işin içine erkek ayakkabıları da giriyorsa nasıl depolayabilirsin sorusuna cevap aramak için The Coveteur'un Pinterest'ine baktım. Fakat o tıklım tıkış dolapları görünce başıma bir ağrı girdi. Giyim-kuşama o kadar da düşkün değilmişim anlaşılan. Bu fotoğraflarda Normann Copenhagen için Simon Legald tarafından tasarlanmış Toj askıları görüyorsunuz. Bu sadelik, bana tıklım tıkış gardroplardan daha çok hitap ediyor. Dağınıklıklar kapakların arkasında gizlensin, açıkta bir kaç seçenek kalsın, işimiz kolaylaşsın.


I have a lot of clothes but I go through phases of getting fixated on a few certain pieces. While the rest of my clothes are in my closet, I hang "the edit" on a rack by Ikea and place a couple of pair of shoes on the floor right under it. I love that the Toj rack has a shelf, it may seem simple but it is quite clever and necessary for placing shoes. 

Bir dolu giysim var ama dönem dönem belli parçalara takılıp döndüre döndüre onları giyiyorum. Kıyafetlerimin geri kalanı gardrobumda dinlenirken birbiriyle uyumlu parçalardan oluşan bu "mini koleksiyon" Ikea'dan aldığım bu tarz bir ayaklı askıda asılı olarak açıkta duruyor, hatta altına o anki favorim olan iki üç çift ayakkabıyı da yerleştiriyorum. Bu yüzden Toj askının altında bir raf olması çok hoşuma gitti. 

Friday, September 21, 2012

Aspiration





As a home owner, I don't think there is a single object from Muuto that I would not enjoy having in my apartment. As a designer I count Muuto among the brands that I aspire to work with one day. They now have a Pinterest account which I started following the instant I heard about it. That's where these photos are from. I love the grey color palette with the occasional yellows and greens.

Bir ev sahibi olarak; Muuto'nun ürettiği ve benim evimde sahip olmaktan keyif almayacağım tek bir obje yok. Bir tasarımcı olarak; Muuto kesinlikle bir gün çalışmayı hayal ettiğim markalar arasında. Artık  Pinterest'te olduklarını duyar duymaz tabii ki takibe aldım, bu fotoğraflar oradan. Aralarda sarı ve yeşillerle canlandırılan gri renk skalası çok güzel.

This post is NOT an ad, it's my honest views. This is an ad-free blog. / Bu yazı reklam niteliği TAŞIMAMAKTADIR, kişisel görüşlerimden ibarettir. Bu blogda reklamlara yer yoktur.

Neat

Muntazam



Not realistic, not without a mirror and not even with the small amount of beauty products I own anyway but at least I finally understand why people buy Chanel nail polish.

Photos and acrylic containers from Nomess via Cahetu Liv.

Gerçekçi olursak ayna olmadan ve benim sahip olduğum cüzi miktardaki kozmetik ürünü ile bile mümkün değil ama en azından insanların niçin Chanel oje satın aldıklarını anlamış oldum.

Fotoğraflar ve akrilik kutular; Nomess.

Wednesday, September 19, 2012

Home Office

Ev Ofis


This office consists of a simple desk with trestle legs and colorful accessories from Oyoy.

Bu ofis eşek ayaklı basit bir masa ve Oyoy'un renkli aksesuarlarından oluşuyor. 


This one has the plywood desks from the vtwonen collection and of course is styled rather brilliantly by the vtwonen team. I'm loving the half black, half white curtain and how the colorblocking is at the exact height as it is on the wall.

Hollanda'nın başarılı dekorasyon dergisi  vtwonen'nin kendi ismiyle yarattığı koleksiyona ait masanın fotoğraflarının styling'i de dergi ekibi tarafından yapılınca ortaya işte böyle güzel bir oda çıkıyor. Benim favori detayım alt kısmı siyah olan perde ve perdedeki siyah renk bloğunun yüksekliğinin duvardaki ile eş olması.


This last workspace is the home office of the tasteful Jennifer Hagler, as seen on her blog A Merry Mishap. It appears she painted the area above the desk black.

Sonuncu çalışma alanı ise ince bir zevk sahibi Jennifer Hagler'ın blogu A Merry Mishap'te paylaştığı ev ofisi. Göründüğü kadarıyla masanın üzerinde kalan alanı siyaha boyamış.

Sunday, September 16, 2012

1-2-3 Mustard Yellow

1-2-3 Hardal Sarısı




OK, so that was another big unannounced hiatus. In my defense, I have lost the will to write about decor. So unless I'm in a chatty mood, from now on there will be less talk, more photos. The fact that most of the home decor blogs I "read" are written in Swedish is proof that text is not that important and we are all here to look at the pretty pictures. Now that we are done with the intro all I have got to say is during the time I was away from this blog I have been drawn to everything that is mustard yellow and I need two small cushions in this shade.

Pekala, yine habersiz uzun bir ara verdim. Güzel fotoğraflar biriktirmeye devam ettim ama yazı yazacak ilhamı bulamadım sanırım. Belki bundan böyle az laf, çok fotoğraf eşittir daha çok post olabilir ha? Kendi takip ettiğim blogların çoğunun İsveççe oluşu dekorasyon bloglarında yazının anlamsızlık ve önemsizliğine delalet olabilir. Girizgahı yaptıktan sonra asıl diyeceğim şu ki son aylarda hardal sarısı olan herşey beni çekiyor. Bu renkte iki adet minik yastık arayışındayım.

Photos 1 Weekday Carnival, 2 Country Road via 79 Ideas, 3 My Second Hand Life.